Yönetim ve Bilim – Stafford Beer

Stafford Beer’ın ‘Decision and Control’ kitabı, bilimsel yöntemler ve sibernetiklerin yönetim süreçlerine entegrasyonunu ele alıyor. Kompleks sistemlerde daha bilinçli kararlar almayı sağlıyor.

Stafford Beer: Belirsizlikle Başa Çıkmak ve Bilmin Işığında Yönetim

Belirsizliğin belirleyici olduğu günümüz dünyasında karar verme süreçleri, her geçen gün daha kompleks bir hal alıyor. Stafford Beer’ın “Decision and Control” adlı eseri, kurumların yöneticilerine bilimin ışığında nasıl daha bilinçli kararlar verebilecekleri konusunda rehberlik ediyor. Kitap yönetim sibernetiklerinin, yönetim bilimine nasıl entegre edilebileceğini ve bu entegrasyonun organizasyonlara nasıl katkıda bulunabileceğini detaylı bir şekilde ele alıyor.

Özellikle yönetimde karşılaşılan belirsizliklerle nasıl başa çıkılacağı, bilimsel metotların ve modellerin kullanılmasıyla ele alınıyor. Beer’ın önerdiği sibernetik yaklaşım, sistemlerin kompleksliğini anlamamıza ve bu kompleks yapı içerisinde nasıl etkili kontrol mekanizmaları geliştirebileceğimizi gösteriyor.

Bu ince kitap (100 sayfa) 1973 yılında verilen altı dersin transkriptidir, ek olarak bazı açıklayıcı eskizler içerir. Stafford Beer, yöneylem araştırmaları, ve yönetim sibernetiği alanında tanınmış bir sistem düşünürüydü. Kitaba konu olan bu  dersler, yönetim ve yönetişim uygulamalarının ciddi sorunlarını ve Ashby’nin Zorunlu Çeşitlilik Yasasını ciddiye alarak bunları nasıl çözebileceğimiz hakkındaki görüşlerini özetlemektedir.

Beer’ın temel hareket noktası, insana dayalı sistemlerin sabit bir yapı olmayan, dinamik parçalar ve etkileşimlerden oluşan sistemleri olduğu ve doğru soruları sormak için de böyle düşünülmesi gerektiğidir. 

Bu nedenle cevap aranması gereken temel soru şudur: Organizasyonlar, hükümetler ve toplum gibi son derece kompleks ve dinamik sistemlerle nasıl etkileşim kurar ve onları nasıl değiştiririz? İşte tam da bu noktada Zorunlu Çeşitlilik Yasası devreye giriyor. Bir sistemde çok çeşitlilik varsa (çok sayıda olası durum), o zaman etkileşimlerimiz ve müdahalelerimizde aynı miktarda çeşitliliği eşleştirmemiz ve anlamamız gerekir. Ancak, pratikte bunu yapamayız, çünkü sistem çeşitliliğini üreten kaynaklar, müdahale kaynaklarımızı büyük ölçüde aşar ve sayıca daha fazladır. Peki bu durumda ne yapmalı?

Eğer sistem düzenlemek için çok çeşitliyse, o zaman çeşitliliği azaltılmalı veya düzenleyici sayısı arttırılarak, çeşitlilikle eşleştirilmelidir. Ancak, birçok çeşitlilik azaltıcı yöntem daha hızlı hareket eden, değişen ve belirsizliğin yüksek olduğu dinamik sistemler için uygun değildir.

“Decision and Control: The Meaning of Operational Research and Management Cybernetics” kitabında Stafford Beer, yönetimin bilimsel bir disiplin olmadığını, fakat bilimsel yöntemlerin yönetim süreçlerini geliştirmek için nasıl kullanılabileceğini detaylı bir şekilde ele alıyor. Kitap dört ana bölümden oluşuyor:

 

1. Yöneylem Araştırmasının Doğası: 

Bu bölümde, Yöneylem araştırmasının temel prensipleri ve yönetim ile bilim arasındaki etkileşim üzerine tartışmalar yer alır. Yönetimin bir bilim olarak görülmemesi gerektiğini, ancak bilimin yönetim süreçlerini nasıl etkileyebileceğini açıklar.

2. Yöneylem Araştırmalarının Faaliyetleri: 

Modellemeler, formal diller ve sistemler arası yürüyüşler gibi konuları ele alır. Yönetimde kullanılan modeller ve bu modellerin nasıl geliştirilebileceği üzerine yoğunlaşır.

3. Sibernetiklerin Relevansı: 

Bu bölüm, kompleks yapılar ile başa çıkmak, operasyonları kontrol etmek ve kendi kendine organize olan sistemler gibi konuları tartışır. Sibernetiklerin, yönetim biliminde nasıl kullanılabileceğini açıklar.

4. Yönetim açısından Sonuçlar: 

Endüstri, otomasyon, yönetişim ve yönetim bilimi için sonuçlarını değerlendirir. Yönetim ve karar verme süreçlerinde yöneylem araştırmalarını ve sibernetiklerin etkilerini tartışır.

Beer’in vurguladığı gibi, bilim ve yönetim arasındaki bu sinerji, sadece daha iyi karar verme süreçleri değil, aynı zamanda daha yenilikçi ve esnek organizasyon yapıları yaratmamıza olanak tanıyor. Yöneticilere düşen görev, bilimin sunduğu bu fırsatları değerlendirerek, yönetim pratiğini daha ileri taşımak ve organizasyonlarını geleceğe hazırlamaktır.

Bu bakış açısıyla, Beer’ın çalışmaları, yönetim bilimlerinde yeni ufuklar açmaya devam ediyor ve günümüz yöneticilerine ilham vermeyi sürdürüyor. 

Dönüşüm ve Daha Fazla Değer Üretme İddiasındaki Organizasyonlar İçin Yönetimsel Faydaları

Stafford Beer’in “Decision and Control: The Meaning of Operational Research and Management Cybernetics” adlı eseri, dönüşüm ve daha fazla değer üretme hedefinde olan organizasyonlar için bir dizi önemli açılım sunar. Beer, bilimsel düşünce ve sibernetik yaklaşımların yönetim ve karar verme süreçlerine entegre edilmesi gerektiğini savunarak, organizasyonların bu yöntemlerle nasıl daha etkili ve verimli hale gelebileceğini ortaya koyar. Bu çalışmanın organizasyonlar için sunduğu başlıca açılımlar:

1. Kompleks Durumlarla Başa Çıkma ve Yönetim: 

Modern iş dünyasının getirdiği komplekslikler, yöneticilerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biridir. Beer, sibernetik prensipleri kullanarak, kompleks durumlar içinde yollar bulmayı ve sistemlerin bu kompleks durumlarda nasıl yönetebileceğini detaylı bir şekilde anlatır. Sibernetik, sistemlerin iç dinamiklerini anlamak ve bu dinamikleri optimize ederek daha etkin çalışmalarını sağlamak için kritik bir araçtır.

2. Karar Verme Süreçlerinin Geliştirilmesi: 

Beer, karar verme süreçlerinin bilimsel metotlarla desteklenmesinin, daha akılcı ve sonuç odaklı kararlar alınmasını sağlayacağını öne sürer. Yöneylem araştırması tekniklerini kullanarak, veriye dayalı ve modellemeye dayalı karar alma süreçleri geliştirilebilir. Bu da risk yönetimi, kaynak dağılımı ve stratejik planlama gibi alanlarda organizasyonların daha bilinçli adımlar atmasına olanak tanır.

3. Sürekli İyileştirme ve İnovasyon: 

Beer’ın yaklaşımları, organizasyonların sürekli iyileştirme ve yenilik yapma kapasitelerini artırmayı hedefler. Sibernetik yaklaşım, geri bildirim döngülerini ve süreçler arası etkileşimleri kullanarak, sürekli bir gelişim ve adaptasyon süreci sağlar. Bu, değişen piyasa koşullarına ve teknolojik yeniliklere hızlı bir şekilde adapte olmayı mümkün kılar.

4. Kurumsal Esneklik ve Dayanıklılık: 

Organizasyonların esnek ve dayanıklı olmaları, giderek belirsizleşen iş ve ekonomik ortamlarda hayati önem taşır. Beer’in sibernetik yaklaşımı, organizasyonların iç ve dış şoklara karşı daha dayanıklı hale gelmelerini sağlayacak sistemler kurmalarına yardımcı olur.

5. Stratejik Yönetim ve Politika Geliştirme: 

Beer, yönetim bilimlerinin ve yöneylem araştırmanın, stratejik uygulamalar ve politika geliştirme süreçlerine nasıl katkıda bulunabileceğini gösterir. Organizasyonlar, bu bilimsel yaklaşımları kullanarak, daha etkili stratejiler geliştirebilir ve uygulayabilir.

Beer’in bu çalışması, organizasyonların değişim ve dönüşüm sürecinde bilimsel düşünceyi ve sibernetik prensipleri nasıl kullanabileceklerine dair değerli bilgiler ve metodolojiler sunar. Organizasyonların bu yaklaşımları benimsemeleri, onların daha rekabetçi, yenilikçi ve verimli olmalarını sağlayabilir.

Suha Selçuk

Blog yazılarımızdan seçmeler

Product Owner Nedir?

Product Owner rolü, 1990’ların başında Jeff Sutherland ve Ken Schwaber tarafından geliştirilen Scrum metodolojisiyle gündeme geldi. Scrum’daki anahtar rollerden biri olan Product Owner, ürünün başarısındaki en kritik unsurlardan biridir.

YAZININ TAMAMI »