Agile’ın Etimolojisi ve Gelişimi

Agile, çevik ve esnek süreç yönetimini ifade eder. Kökeni Latince “agilis” olup, zamanla genişleyen bir kullanımı vardır.

Agile, ürün geliştirme dünyasında devrim yaratan, çevik ve esnek şekilde süreçleri yönetmeyi ifade eden bir terimdir. Ancak, bu terimin kökeni ve zaman içinde nasıl evrildiğini anlamak, onun ardındaki derinliği keşfetmek için tarihi ve etimolojik bir yolculuğa çıkmamızı gerektirir.

Agile’ın Etimolojik Kökeni ve Anlamı

Agile kelimesi, Latince “agilis” kelimesinden türetilmiştir. “Agilis” kelimesi, “hızlı” veya “çevik” anlamına gelen “agere” fiilinden gelir. “Agere” fiili ise “hareket etmek”, “yapmak” veya “etkilemek” anlamlarını taşır. Bu fiil, agile kelimesinin temelinde yer alan esneklik, hareketlilik ve çeviklik kavramlarını ifade eder.

Agile kelimesinin kullanım alanı, zamanla farklılaşmış ve genişlemiştir. İlk olarak 14. yüzyılda İngilizce’ye “agile” olarak geçmiştir ve “çevik”, “hızlı hareket edebilen” anlamında kullanılmıştır.

Scrum Master olmak için gereken beceriler nelerdir?

Agile’in temellerini dayandırabildiğimiz ilk makul temel 1930’larda tarihteki ilk elektronik cihazların da geliştirildiği Bell Laboratuvarları’nda Walter Shewhart tarafından uygulanan daha sonraları Shewhart Döngüsü olarak adlandırılacak olan [PDCA (PUKÖ) (Plan-Do-Check-Act) (Planla-Uygula-Kontrol Et-Önlem Al)] döngüsü uygulamasıdır.

Walter Shewart’ın öğrencisi W. Edwards Deming tarafından Japonya’ya taşınması ve daha da geliştirilmesi ile Toyota Üretim Sistemi geliştirilmiş oldu. Toyota Üretim Sistemi Agile’ın da temeli olan Lean (Yalın)’e temel olmuştur.

Agile Üretimin Tarihi

2. Dünya savaşının ardından Japonya’da Toyota’nın üretim süreçlerinin iyileştirilmesi için Taiichi Ohno tarafından geliştirilen Toyota Üretim Sistemi yaygın olarak Agile Üretim’in ilk örneği olarak kabul edilir. Toyota Üretim Sistemi’nin bir parçası olan Lean Manufacturing (Yalın Üretim) ve Just-In-Time (JIT) üretim yöntemleri stok maliyetlerini düşürmek ve müşteri taleplerine hızlı bir şekilde cevap vermek için geliştirilmiştir.

Lean Manufacturing, üretim sürecindeki her türlü israfı ortadan kaldırmayı hedeflerken, JIT ise ihtiyaç duyulan malzemelerin sadece ihtiyaç duyulduğu anda tedarik edilmesini sağlıyordu. Lean ve JIT uygulamaları Kanban metoduna zemin oluşturmuş ve Agile’ın gelişiminde önemli bir kilometre taşı olmuştur.

Tarihler 1986’yı gösterdiğinde Harvard Business Review’da yayınlanan The New New Product Development Game makalesi ile karşılaşmaktayız. Bu makalede yazarlar başarılı inovasyonları rakiplerinden daha hızlı şekilde piyasaya süren şirketleri incelemişdir. Bu inceleme sonucunda tasarım ve geliştirme sürecini değiştiren ekip odaklı bir yaklaşım belirlemişlerdir. Bu yaklaşım bir ekip tarafından tamamlanan bir aşamanın sonraki ekibe devredildiği geleneksel ürün geliştirme yöntemi yerine bir ekibin işi sürekli ileri ve geri paslayarak tüm yolu bir birim olarak ele aldıkları bir yaklaşımdı. Yazarlar bu yaklaşıma rugby yaklaşımı adını vermişlerdi.

Agile Yazılım Geliştirmenin Tarihi

Bu makaleden 7 yıl sonra 1993 yılında rugby yaklaşımı Jeff Sutherland tarafından daha da geliştirildi ve Dr. Sutherland ortaya koyduğu yeni yaklaşıma rugby ismine atıfta bulunarak Scrum ismini verdi. 1995 yılında ise uzun zaman boyunca beraber çalıştığı arkadaşı Ken Schwaber ile yazdıkları ortak bir makale ile Scrum Yaklaşımını kamuoyuna sundular.

Jeff Sutherland’in Scrum yönetimi üzerinde çalıştığı esnada bir başka yazılım geliştirme gurusu olan Kent Beck; adını ürün geliştirme süreçlerinde kullanılan iyi uygulamaları ‘ekstrem’ seviyeye taşımasından alan Extreme Programming’i geliştirmiştir.

Extreme Programming kısaca XP; Çift Programlama, Test Odaklı Geliştirme, Sürekli Entegrasyon gibi pek çok mühendislik pratiğini de içermesiyle takımların daha verimli ve etkili çalışmasını sağlamayı amaçlar. Kent Beck, XP’nin prensiplerini ve uygulamalarını 1999 yılında yayınladığı “Extreme Programming Explained: Embrace Change” adlı kitabında detaylandırmıştır.

Agile Manifesto

2001 yılında ABD’nin Utah eyaletinde bir araya gelen 17 Ürün geliştirme uzmanı ortak bir çalışma ile yazılım geliştirme süreçlerinde karşılaştıkları zorlukları ve engelleri aşmak için daha esnek ve müşteri odaklı bir yaklaşım benimsemek gerektiğini duyuran bir manifesto yayınladılar. Bu manifestoda yer alan dört temel ilke ve 12 prensip, Agile’ın temelini oluşturur.

Agile Manifesto, ürün geliştirme süreçlerinde daha esnek, müşteri odaklı ve hızlı bir yaklaşımı savunur. Bu manifesto ile birlikte agile, sadece fiziksel çeviklik değil, aynı zamanda düşünce ve süreçlerdeki esnekliği de ifade eden bir terim haline gelmiştir. Agile manifesto öncesi dönemde Agile’ın gelişimi ile ilgili bilgi edinmek için Agile Manifesto Öncesi Çeviklik yazımıza; Agile Manifesto hakkında daha ayrıntılı bilgi için ise Agile Manifesto: Hikayesi, Etkileri Ve Dönemin Değişimleri yazılarımıza göz atabilirsiniz.

Teknik Olmayan Alanlarda Agile’ın Tarihi

Agile Manifesto sonrası süreçte Agile durdurulamaz bir hızla gelişmiş ve kabul görmüştür. Bu süreçte sadece yazılım ya da üretim gibi teknik alanlarda değil satış, pazarlama, reklam ve insan kaynakları gibi teknik olmayan teknik olmayan alanlarda da verimliliğini artırmak isteyen firmalar Agile’a başvurmuşlardır.

Agile Marketing Manifesto

Teknik olmayan alanlarda Agile yöntemlerinin uygulanmasının en büyük örneği Agile Marketing Manifesto’dur. 11 Haziran 2012 günü pazarlama profesyonellerinden oluşan 35 kişilik bir grup San Francisco’da bir araya gelerek Agile Manifesto’yu pazarlamacılar için değiştirerek tekrar yazmak bir araya gelmişler ve yazılım geliştirme alanında yaygın olarak uygulanan agile manifestoyu pazarlama için değiştirerek tekrar yazmışlardır.

Agile for Hardware

Agile yazılım geliştirmede olduğu gibi donanım geliştirme süreçlerinde de uygulanmış ve oldukça başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Bu başarılı sonuçların en büyüğü ve göz önünde olanı Tesla tarafından gerçekleştirilen Agile@Tesla uygulamasıdır. Tesla, araç geliştirme sürecinde hızlı prototip oluşturma, sık geri bildirim döngüleri ve esnek planlama gibi yöntemler uygulamakta ve bu yaklaşımı sayesinde piyasaya hızlı ve yenilikçi ürünler sunmaktadır. Tesla’nın bu özelliği Agile yöntemlerin donanım geliştirmede de başarıyla uygulanabileceğini gözler önüne sermektedir.

Sonuç

Agile, yaygın olarak sadece yazılım alanında biliniyor olsa da, zamanla pek çok farklı alanda ve sektörde kullanılmıştır. Agile’ın, proje yönetiminden pazarlamaya, eğitimden insan kaynaklarına kadar geniş bir yelpazede uygulanması, onun evrensel değerlerini ve adaptasyon yeteneğini kanıtlar niteliktedir.

Agile’ın evrimi ve gelişimi, iş dünyasında köklü değişikliklere yol açmış ve birçok sektörde verimliliği artırmıştır. Agile Marketing Manifesto gibi girişimler, bu metodolojinin pazarlama gibi teknik olmayan alanlarda da benimsenmesini sağlamıştır.

Sonuç olarak, Agile’ın esnek ve işbirlikçi yapısı, sürekli değişen iş ortamlarına hızlı ve etkili bir şekilde uyum sağlamayı mümkün kılmakta ve gelecekte de birçok alanda yenilikçi çözümler sunmaya devam edecektir.

Blog yazılarımızdan seçmeler