Kurumsal Yapıyı Anlamak, Conway Yasası ve CRC Yöntemi

Melvin Conway tarafından ortaya atılan ve adını taşıyan “Conway Yasası”, organizasyon tasarımı ve kurumsal yapı geliştirme çalışmalarında önemli bir yer tutar. Conway Yasası, organizasyonların iletişim yapıları ile tasarladıkları sistemler arasında doğrudan bir ilişki olduğunu öne sürer. Bu yazıda, Conway Yasası’nın kurumsal yapı üzerindeki etkilerini ve bu yasayı nasıl lehimize çevirebileceğimizi ele alacağız.

Conway Yasası Nedir?

Conway Yasası, “Herhangi bir organizasyon, tasarladığı sistemlerin yapısını, kendi iletişim yapısının bir yansıması olarak oluşturur” şeklinde özetlenebilir. Bu, bir yazılım ekibinin organizasyon yapısının, geliştirdikleri yazılımın mimarisine doğrudan yansıdığı anlamına gelir. Örneğin, tek bir ekip tarafından geliştirilen bir derleyici tek geçişli olacakken, iki farklı ekip tarafından geliştirildiğinde iki geçişli bir derleyici olacaktır.

Conway Yasası ve CRC Kartları

Conway Yasası, organizasyonların iletişim yapıları ile ürettikleri sistemlerin tasarımları arasında doğrudan bir korelasyon olduğunu öne sürer. Bu ilke, ekiplerin yapılandırılma ve iletişim şekillerinin, geliştirdikleri ürünleri doğal olarak şekillendireceğini önerir. Bu fikri temel alarak, James Coplien, ünlü kitabı “Organizational Patterns of Agile Software Development”da, Beck ve Cunningham tarafından yazılım tasarımı için geliştirilen CRC (Classes, Responsibilities, and Collaborators) Kartlarını yenilikçi bir şekilde uygular.

Bu yöntem, organizasyonel yapıların analiz edilmesine olanak tanır. Her bir kart, organizasyon içindeki bir rolü temsil eder ve bu kartların analizi, rol sayısı, iletişim doygunluğu ve iletişim yoğunluğu gibi önemli metrikleri ortaya çıkarabilir. Bu metrikler, organizasyon içindeki iletişim yollarının etkinliğini ve olası tıkanma noktalarını belirlemede yardımcı olur.

Uygulama Stratejileri

Conway Yasası’na uyum sağlamak ve avantaj elde etmek için birkaç strateji uygulanabilir:

1. Kabul Etme: Conway Yasası’nın etkilerini kabul ederek, mimariyi ekiplerin iletişim yapısına uygun şekilde tasarlamak.

2. Ters Conway Manevrası: İstenilen yazılım mimarisini desteklemek için ekiplerin organizasyon yapısını değiştirmek.

3. Sürekli Değerlendirme: Organizasyonel yapıyı ve iletişim yollarını sürekli olarak değerlendirmek ve gerektiğinde CRC Kartları analizleri yaparak iyileştirmeler yapmak.

CRC Kartları Yöntemi ile Detaylı Analiz

CRC Kartları yöntemi, yazılım mimarisini ve organizasyonel yapıyı analiz etmek için güçlü bir araçtır. Bu yöntemle, organizasyon içindeki roller, sorumluluklar ve işbirlikleri belirlenir. Bu veriler, aşağıdaki üç önemli ölçütü niceliksel olarak değerlendirmek için kullanılır:

1. Rol Sayısı: Organizasyon içindeki rollerin sayısı ve karmaşıklığı hakkında bilgi sağlar.

2. İletişim Doygunluğu: Organizasyon içindeki potansiyel iletişim yollarının etkinliği hakkında bilgi verir.

3. İletişim Yoğunluğu Oranı: En yoğun rolün iletişim yollarının sayısını, organizasyondaki ortalama yol sayısıyla karşılaştırarak, iletişimin nasıl yoğunlaştığını ve olası tıkanma noktalarını belirler.

Pratik Uygulamalar ve İyileştirme Stratejileri

CRC Kartları analizlerinden elde edilen veriler, organizasyonel yapının ve iletişim yollarının iyileştirilmesi için kullanılabilir. Bu yöntemle elde edilen içgörüler, aşağıdaki pratik uygulamalar ve stratejilerle değerlendirilebilir:

1. Organizasyonel Yapıyı Gözden Geçirme: Mevcut yapıyı analiz ederek, rollerin doğru tanımlandığından ve tüm iletişim yollarının dikkate alındığından emin olun.

2. İletişimi ve Sorumlulukları Yeniden Dağıtma: Belirlenen tıkanma noktaları ve iletişim eksiklikleri üzerine stratejiler geliştirin. Bu stratejiler, organizasyonun verimliliğini ve ürün kalitesini artırmaya yönelik somut adımlar içermelidir.

3. Sürekli Değerlendirme ve İyileştirme: Organizasyonel yapının ve iletişim yollarının sürekli olarak değerlendirilmesi, çevik gelişim sürecinde esneklik ve uyum yeteneğinizi artıracaktır. Düzenli aralıklarla CRC Kartları analizleri yaparak, organizasyonel dinamiklerinizi gözden geçirin ve gerekli iyileştirmeleri yapın.

Conway Yasası ile CRC Kartlarının analitik gücünü birleştirerek, organizasyonlar iç yapıların çıktıları nasıl etkilediğine dair derinlemesine içgörüler elde edebilirler. Bu yöntem, çevik gelişim için düşünülmüş organizasyonel tasarımın önemini pekiştirmenin yanı sıra, iyileştirilmesi gereken alanları belirlemek için pratik bir araç sağlar. İster iletişimi düzenlemek, sorumlulukları yeniden dağıtmak, ister rolleri yeniden değerlendirmek olsun, bu yaklaşımdan elde edilen içgörüler, hem yazılım geliştirme sürecinde hem de organizasyonun genel dinamiklerinde önemli iyileştirmelere rehberlik edebilir.

Suha Selçuk

Kaynaklar

1. “Conway’s Law” – Melvin Conway’in Orijinal Makalesi: How Do Committees Invent?

2. “Organizational Patterns of Agile Software Development” – James Coplien: Addison-Wesley Professional

3. “Domain-Driven Design: Tackling Complexity in the Heart of Software” – Eric Evans: Domain-Driven Design

4. “Team Topologies: Organizing Business and Technology Teams for Fast Flow” – Matthew Skelton ve Manuel Pais: Team Topologies

Bu kaynaklar, Conway Yasası’nın ve organizasyonel yapıların yazılım mimarisi üzerindeki etkilerini daha derinlemesine anlamanızı sağlayacaktır. Ek olarak, bu konularla ilgili daha fazla bilgi edinmek ve pratik stratejiler geliştirmek için bu kitaplar ve makaleler oldukça faydalı olacaktır.

Blog yazılarımızdan seçmeler

Türk kahvesi eşliğinde çalışan bir kişinin masa görüntüsü.

Türkiye Yapay Zekaya Hazır mı?

Türkiye için bu rapor, adeta 1998’de internete bakmak gibi. O dönemde “web sitesi ne işe yarar?” sorusunu soran kurumlar bugün dijital varlıkları olmadan nefes alamıyor. Benzer şekilde, yapay zekâ da bugün hâlâ bazı sektörlerde “geleceğin işi” olarak görülüyor. Oysa rapor net biçimde gösteriyor ki: YZ, gelecek değil, şimdiki zaman.

Tıpkı internetin ilk yıllarında olduğu gibi, erken hareket eden kazanacak. Bugün üretimde kestirimci bakım veya finansta kredi skorlama için YZ kullanan şirketler, 2-3 yıl içinde çok daha önde olacak. Bugün görmezden gelenler, tıpkı geç dijitalleşen kurumlar gibi büyük farklar kapatmak zorunda kalacak.

YAZININ TAMAMI »
İş insanlarının kartlar ile masa üstünde bir şeyler yyaptığı görünüyor. Scrum'da PBI tahminlemeyi simgeliyor.

Story Point Tahmini Gerçekten Gereksiz mi? Yoksa Doğru Kullanılmadığında mı Zaman Kaybı?

Scrum dünyasında sıkça tartışılan konulardan biri de story point (hikâye puanı) tahminidir. Kimi ekipler için vazgeçilmez bir planlama ve öğrenme aracıyken, kimileri için zaman kaybı olarak görülür. Peki gerçek nerede yatıyor? Bu yazıda, story point tahminlerinin ne zaman değer kattığını, ne zaman terk edilmesi gerektiğini ve yapay zekânın bu süreci nasıl daha verimli hâle getirebileceğini inceliyoruz. Eğer siz de “Tahmin yapmalı mıyız?” sorusuna net bir cevap arıyorsanız, doğru yerdesiniz.

YAZININ TAMAMI »
Elinde bir kağıt tutan iş inanı , ürün geliştirme ile ilgili bir hipotezi test etmeyi simgeliyor.

Etkileşimli Hipotez Test Aracı Nedir?

Etkileşimli Hipotez Test Aracı, Agile ve ürün geliştirme ekiplerinin karar alma süreçlerinde veri odaklı yaklaşım benimsemelerini sağlayan bir yöntemdir. Bu araç sayesinde, varsayımlarınızı sistematik olarak tanımlar, önceliklendirir, test eder ve sonuçları net şekilde dokümante edebilirsiniz. Özellikle ürün yönetimi, pazarlama deneyleri, UX araştırmaları ve inovasyon süreçlerinde kritik rol oynar.

YAZININ TAMAMI »